Mucize mi Hani Nerede?


Sizde de böyle mi?
Ben sürekli şu cümleyle birlikte yaşadığımı fark ettim: "Bir bitsin de bakalım ne olacak?"


Ta ilk okul yıllarından bu yana sürüp gelen bir durum bu.
İlk okul bir bitsin de, orta okulda ne güzel olacak her şey, ne çok şey öğreneceğiz, ne çok eğleneceğiz, hem biraz daha büyümüş olacağız, daha rahat gezeceğiz...Orta okula geçtik, değişen bir şey olmadı, yine okul-ev-sokaktan öteye gidemedik. İpek Ongun' un Bir Genç Kızın Gizli Defteri serisini okuyup okuyup hayaller kurarak lise yıllarını bekledik...Sonra yeni formalar, etek beli kıvırmalar, yeni arkadaşlar derken lise koridorlarında dolaşır olduk ama hayatımızda değişen tek şey arkadaşlar oldu...

Derslere girdik çıktık, kantinlerde oturduk, kız kavgaları yaptık, disiplin cezalarının kıyısından döndük, arka sıralarda uyuduk, yeri geldi teneffüslerde test çözdük, sırf çalışkan öğrenci imajı oluşturmak için...Hiç unutmam bir defasında en arka sırada test çözüyordum, sınıfın diğer ucunda haşarılık peşinde olan bir arkadaş tebeşir fırlatmıştı bana, ve bir uçtan bir uca uçan tebeşir de gelip lök diye kulağıma girmişti...Lise yıllarıma dair unutamadığım tek şey bu galiba, travmatik bir durumdu o zaman benim için...

Neyse, lise yıllarında da değişen bir şey olmadı, hala bir mucize beklentisi içindeydik...Bu süreçte İpek Ongun' un Serrası üniversiteye başlamıştı bile ve çok eğleniyordu. Biz de üniversiteye başlayacağımız zamanı beklemeye başladık, çalıştık çabaladık, gece yarılarına saatler kurup gözümüzden uyku akarken A, B, C, D, E şıkları arasında mekik dokuduk...Akşamları oturup ailece çay içemedik, çekirdek çitleyemedik...Sonra sınava girdik, kimimiz ilk girişte kimimiz ikincisinde kazandık...Ailemizle çatıştık tercih aşamasında...Önce meslek konusunda ayrı düştük, sonra üniversite...Marifetmiş gibi ailemi Ankarada bırakıp İzmire geldim, milletin öyle bir bölüm mü varmış diye bön bön suratıma bakmasına sebep olan bir bölümde beş yılımı harcamak için...Ve yine değişen bir şey olmadı...Mucize bir türlü gerçekleşmedi...Hem aileden uzakta bir yaşam mücadelesi hem de okulu zamanında bitirebilme telaşı...Sınavlar, ödevler...

Derken o da bitti...Plansız geçen beş yılın sonunda eee şimdi ne olacak sorusuna verdiğim cevap izmirde kalmaya devam etmek oldu...Yüksek lisans yapmak için, çünkü başka ne yapabileceğimi bilmiyordum, sadece bir şeyler olsun diye bekliyordum...Bu sefer daha zorlu bir süreç başladı, ikinci defa ingilizce hazırlık okudum, sonrasında bir yıl bilimsel hazırlık...Boşa harcanan iki yılın ardından üç dönemde yüksek lisansı tamamladım...Bu süreçte evlendim...Hayatımın belki de en anlamlı şeyi buydu...Sonra bir ay bile aramadan iş buldum...Şanslıydım...

Buraya kadar her şey normal ve yolunda görünüyor...Peki ama neden hala bir mucize gerçekleşmedi? Ben neden hep bir eksiklik var ama ne diye soruyorum kendime? Neden huzurla oturup çayımı kahvemi yudumlarken arka planda bir şeyler beni huzursuz ediyor? Mutluluğu hep ertelediğimiz için mi? Mutluluğu hep varılacak bir istasyon olarak gördüğümüz için mi? Yaşadığımız anların kıymetini bilmediğimiz için mi? Yoksa doyumsuz olduğumuz için mi? Hep daha fazlasını istediğimiz ve beklediğimiz için mi?
Ben nedenini bilemiyorum, ama içimde hep o tamamlanmamışlık duygusu olacak galiba? Gerçek, saf mutluluğu ve huzuru bir dağın arkasında sanmaya devam edeceğim, ve o dağı aştığımda orada başka bir dağ göreceğim ve biliyorum bu böyle sürüp gidecek...

20 yorum:

  1. Ne kadar güzel anlatmışsın Burcu'm, yanılıyorsam söyle ama ben sevmediğin bir bölümde okuduğun hissine kapıldım (o hatayı gençliğimde ben de yaptığım için iyi bildiğim bir duygudur) belki seni hala bir şeyler aramaya iten sebep budur. Bir de yaşamdan ne kadar az şey beklersek o kadar kolay olur mutlu olmamız diye düşünüyorum, hani denir, ya da hayattan çok fazla şeyler beklememeliyiz belki de..sonunda hayal kırıklığına uğramamak için...kimbilir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eveeet, sevmediğim bir bölümde okudum doğru, bir de üstüne yüksek lisans yaptım :(
      Hatta bu yüzden kısa bir süre önce tekrar sınava hazırlanmayı ve üniversite okumayı düşündüm, çalışmaya bile başlamıştım ama evliliğin ve çalışma hayatının sorumlulukları buna pek müsade etmedi...
      Hayattan çok fazla şey beklememe fikrine katılıyorum...Bu sayede hayatın kendiliğinden getirdikleri de daha çok mutluluk verir herhalde :)

      Sil
  2. ayyy "bir genç kızın gizli defteri" nasıl da bayıla bayıla okurduk hey gidi günler.. herkeste aynı durum mu söz konusu. hep bir sonraki seviyenin hayalini kurup mutlu olacağımıza inanıyoruz ulaşınca da ee bu muydu yani diyip bir hayal kırıklığı yaşıyoruz. Ben şu an iş bulursam her şey düzelecek hayatımdaki yegane amacı gerçekleştireceğim her şey güzel olacak modundayım ama eminim bir iş sahibi olduktan sonra bu sefer çalıştığım için şikayet edeceğim. Sanırım ölene kadar böyle sürüp gidecek bu düzen!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yumiyum...bu konuda yalnız olmadığıma sevinsem mi üzülsem mi bilemedim...umarım severek yapacağın bir işin olur, o zaman mutlu olursun işte...gerçi çalışmaktan şikayet etmek kaçınılmaz :)
      "Bir Genç Kızın Gizli Defteri"...hala kitaplığımda duruyorlar ama kızım olursa okutacağımı hiç sanmıyorum, boş hayallere kapılmasın...daha gerçekçi kitaplar vereceğim ona :))

      Sil
    2. inşallah hepimizin için mutlu olacağımız şeyler olur hatta o kadar mutlu olalım ki bir sonraki seviye diye bir olay kalmasın:)
      ben kaybettim kitabı birine vermiştim okusun diye ama geri gelmedi ki olsa bende okutmazdım sanırım :)

      Sil
  3. Güzel bir paylaşımda bulunmuşsunuz.Ben de blogumda http://yasamizi.blogspot.com.tr/2013/04/mutlu-olmak-icin-kac-sebebiniz-var.html benzer bir yazı yazmıştım :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim :)
      Yazınızı okudum ve bahsettiğiniz kitabı başucu kitabı yapmaya karar verdim :)

      Sil
  4. Üzülme Burcu'cum o tamamlanmamışlık eksiklik duygusu insanların genelinde var :( bir şeyler eksik ama ne? Bu soruyu hep soracağız korkarım. Ayrıca yumiyum yukarıda demiş ya ''Ben şu an iş bulursam her şey düzelecek hayatımdaki yegane amacı gerçekleştireceğim her şey güzel olacak modundayım ama eminim bir iş sahibi olduktan sonra bu sefer çalıştığım için şikayet edeceğim. Sanırım ölene kadar böyle sürüp gidecek bu düzen'' diye çok doğru bir tespit yapmış tıpkı beni anlatmış :) :) :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ama bunun bir çözümü olmalııııııı....
      ödev: herkes araştırsın bulan söylesin diyormuşum :)

      Sil
  5. Hepimizde aynı hikaye... Kendi adıma konuşmam gerekirse artık bir sonraki mutluluk adımım kalmadı benim. Liseydi, üniversiteydi, işti, evlilikti derken son adımdayım. Bu noktada normal insanlar bir sonraki mutlu olma şanslarını "çocuk sahibi olmak" olarak belirlemişler, ona yöneliyorlar... Bende o istek de yok... İşimde mutsuzum, çalışmak da istiyorum, çalışmamak da istiyorum, eşimle beraber alıp başımı bu ülkeden gitmek de istiyorum ama istemiyorum da derken hayatımdaki çok saçma bir dönemdeyim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet yaa bir ara bana da bir sonraki adım çocuk gibi gelmişti ama düşününce şu an çocuğun mutluluk değil aksine mutsuzluk getireceğine kanaat getirdim...dediğin gibi, benim de bir çok arkadaşım attı o adımı, inşallah çok çok mutlu olurlar...ama ben ne yapacağım bilmiyorum...yurt dışı fikri güzel de ben ailemi bırakıp da gidemem :(
      çalışma mevzusuna gelince...ben de hem istiyorum hem istemiyorum ama daha çok istemiyorum galiba :)

      Sil
  6. Evlilik hariç sanki kendi hayat hikayemi okur gibi oldum üniversiteyi İzmirde okumuş bir Ankaralı olarak:)Üniversiteye kapağı at gerisi kolay zihniyeti...Hayat hep bir koşuşturmaca içinde geçmekle bitip gidiyor.Bende üniversiteyi bitirip de iş arayanlardanım.İş bulunacak elbet peki ya sonra?Yine bir koşuşturmaca hali...Bu kez başka dertler başka hayaller çıkacak...;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seyhancığım birkaç yıl sonra sende evliler kervanına katılırsın, gidişat öyle oluyor genelde :)
      Sen sen ol seni mutlu edecek bir yerde iş bulmaya bak...güzel bir mesleğin var, kıymetini bil...

      Sil
  7. Hâlâ içimde ukdedir :(

    YanıtlaSil
  8. Birçoğumuzda var yarım kalmışlık hissi...Aslında neyi nasıl hissettiğimiz sanırım biraz da bize bağlı...Mutluluk dediğimiz şey nedir ki?Sonsuz bir mutluluk istiyoruz ama öyle bir dünya yok ne yazık ki:(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten yok değil mi öyle bir dünya :( Ne yapalım, elimizde olanlarla yetinmeye çalışacağız o vakit...

      Sil
  9. Ya geçmişe takılı kaldığımız için ya da gelecek kaygıları, hesapları yüzünden bir türlü ŞİMDİKİ ZAMANI yaşayamıyoruz. Bu farkındasızlık içerisinde ömrümüz tükeniyor işte. Bunu bilip de, halen daha bir şeyler yapmamak da ilginç aslında. Belki de elimizden başka türlüsü gelmediği içindir. Aslında bir bıraksak geçmiş geçmişte kalsa, gelecekte geleceği varsa gelse. ''Şimdiyi'' yaşamak neden bu kadar zor ki? :/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım tam da dediğin gibi Daisy, şimdiki zamanı bir türlü yaşayamıyoruz...Ya geçmişten bir çelme, ya gelecekten bir kaygı şimdimizi alıp götürüyor...

      Sil
  10. hep erteliyoz di miiii. evet hepimiz böleyiz kiiii :)

    YanıtlaSil