Şahsen ben çok merak ediyorum...
Sımsıkı kapalı perdelerin arkasına saklanmış hayatları...
Yolda yürürken, takside ya da otobüste yolculuk yaparken ufacık da olsa bir açıklık arıyor gözlerim...
Merak ediyorum hangi evde kaç kişi yaşıyor, yalnızlar mı yoksa kalabalık bir aile mi?
Mutlular mı acaba?
Mesela tam da benim baktığım sırada ne yapıyorlar?
Evlerini nasıl dekore etmişler, gereksiz bir yığın eşyayla mı doldurmuşlar, yoksa sadelikten yana mı olmuşlar?
Her an bir misafir ağırlamaya hazır durumdalar mı, yoksa her şey her yerde mi?
Mesela bir kitaplıkları var mı, en çok bunu merak ediyorum? Pencerelerine baktığım bir evde kitap okunup okunmadığını merak ediyorum...
Kedileri, köpekleri, kuşları ya da balıkları var mı acaba?
Akşama ne yemek pişirdiler ki?
Bir pencereden başka bir pencereye geçerken sorular da peşi sıra diziliyorlar kafamda...
Tabi ki hiçbir sorumun cevabını alamıyorum...
Bazen bir pencerede ya da balkonda bir çift gözle kesişiyor yollarımız, ya sıcak bir tebessüm, ya da ne baktın hemşerim ifadesi :)
Bu yazdıklarımı okuyup da hakkımda yanlış düşünmeyin sakın...
Kimsenin evini gözetlediğim falan yok...
Benim ki uzaktan bir bakış, küçük bir merak...
Yakalayabildiğim ip uçlarından yola çıkıp hayaller kurmak...
Ama bazı evler de var ki, hayal dünyama hiç katkıda bulunmuyorlar...
Hangi evler mi?
Perdesiz evler...
Perdeleri olan ama olmayan evler...
Millet sanıyor ki perdesiz evler teşhircilik yapıyor..
Buna asla katılamam doğrusu...
Onlar en doğal haklarını kullanıyorlar, hayatı hayatın içinde yaşıyorlar...
Güneş ışığından, temiz havadan, sokak seslerinden, manzaradan en çok onlar faydalanıyorlar...
Kıskanıyorum doğrusu perdesiz evleri...
Konserve kutuları gibi istiflenmiş apartmanlarda, sıkışık sokaklarda perdeni açsan ne olacak...
En iyimser haliyle manzaran bakımlı, çiçekli böcekli bir balkon olur...
Sevgiyle kalın efendim...
Perdesiz günleriniz olsun :)
perde konusunda ablam çok takıntılıdır. Biz odasının perdesini açarız gündüz ışık girsin diye o ise eve gelir gelmez ilk işi perdeyi kapatmak olur. Açık perdeden hiç hoşlanmaz. Tül perdeden içerisi görünmez gündüz diyoruz ama yok illa kapalı olacak o perde takıntı işte:) bu arada odası gayet sade ve kitaplığı var ;)
YanıtlaSilNe kadar da benzer şeyleri düşünmüşüz :) Ben de senin gibiyimdir. İnsanların hayatlarını merak ederim. Marketlerde başkalarının sepetlerine bakmayı da, kalabalıklar da insanları izlemeyi de çok severim. Evlenmeden önce evimiz çatı katıydı. Oturur izlerdim, insanların evlerini. Yalnız değilsin yani :)
YanıtlaSilSalonun perdesi de hatta en incesinden seçtiğim halde tülü de hiç kapanmaz bende. Yakında bir ev yok Allahtan,uzaktakiler de görseler ne olacak modundayım :-) İçime sıkıntı basar her taraf kapalı olunca. Sanırım bu yüzden kiralık ev bakarken evden çok penceresinden ne gözüktüğüne baktım, önüm yeşil olmalı benim. Çok şükür hep oldu ağacım.
YanıtlaSilMutfağın penceresinden karşı apartmanın ışıklarına bakmayı çok severim ben de geceleri,oralarda benim gibi pişiren, yıkayan birileri olması iyi geliyor:-)
Perde sevmem. Odamda da perdeler falan açık oturur genelde. Millet bakarsa da baksın. Odamda oturup TV izliyorum sonuçta :))
YanıtlaSilmerak etmezmıyım hemde cok merak edıyorum ama en cok huzun yasayanları merak etmek ıstemıyorum ıcım acıyor..ambulans sesı duymak ıstemmıyourm :Ç( oerdeız ama cok mutlu gunleırmız olsun
YanıtlaSilHep evdeyim,pencereden çok bakarım,penceeresini balkonunu görebildiğim tüm hayatlara hayalimden kaderler yazıyorum,oynatıyorum
YanıtlaSilsonra izliyorum...çok yalnız bir ev hanımıyım herhalde:)
Ben de incelerim, kendi kafamdan hikayeler yazarım hatta. Bazen camdan bakan birinin görüntüsüyle beynim Sherlock gibi çalışır, şu işi yapmış, şöyle olmuş, buna üzülmüş :)
YanıtlaSilçok doğruuuuu sölemişsin.
YanıtlaSilya ben perde bile açamam ya çoook utanırıım :)
Yanlız değilmişim ay çok sevindim. Ben de çok merak ediyorum gerçekten, ama ben daha çok mutlumudurlar, değillermidir, canları sıkılıyormu falan gibi duygularını daha çok merak ediyorum:)) Bu arada sizde İzmir'deymişsiniz bende İzmirdeyim. Görüşmek dileğiyle, bloguma bende beklerim
YanıtlaSilMerhaba Bahar, sen bu satırları yazarken ben de senin blogunda geziniyordum :)
SilBir ortak noktamız daha var: Eskişehir...eşim Eskişehirli :) Sayende orada bir akvaryum olduğunu öğrenmiş olduk :)
Bu arada kızlarına bayıldım...çok güzeller maşallah...bende var iki kız ama benimkiler kedi :))
Senin ikizlerinde çok güzel, bende senin ikizlere bayıldım, ama onlar sana laf yetiştirmiyorlardır sanırım :)) Eskişehir'e her gittiğimde yeni biyer yapılmış oluyor, çok güzel bir şehir bence.
SilEvet Bahar, onlar bana laf yetiştirmiyorlar ama laf da anlamıyorlar işin kötüsü :)
SilEskişehir bence de çok güzel bir şehir, İzmir'den sonra en yaşanılası ikinci şehir diyebilirim benim için :)
Sokaktan geçerken benim evime bakarsan, ki görmemen mümkün değil, 1. kattayım. Bütün apartman ve hatta çevre apartmanlardan farklı olarak balkonum bidonlar, kavanozlar, kovalar, hortumlar merdivenler ve atıl durumdaki eşyalarla değil, rengarenk saksı ve çiçeklerle, fenerlerle kaplı. Zaten balkonumu görünce hakkımda hemen bir kaç ipucu edinirsin. Herkesin penceresinde zebra stor ya da beyaz güneşlik görürsün de benimkinde Rengarenk perdeler, bazı yerlerde sonuna dek açılmış ve açık unutulmuş camlar görürsün. 1 başıma yaşadığımı anlayamazsın dışarıdan. Zaten anlaşılmaması daha iyi sapık korkusundan. Bir akvaryum ve 4 balık var evimde. Kedi-köpek sorumluluk ister, sorumsuzum ben. 3 tane kitaplık var salonumda. Evlilerin salonunda genelde konsol olur içindeki kap kacağın servet değerinde olduğu. Kitaplığımda İslamiyet'le ilgili öğretici kitaplardan tut da Cemal Süreya'nın erotizm kokan şiirlerine, ne ararsan bulursun da bir tek siyaset ile ilgili bir şey bulamazsın. Bugün yemek yapmadım. Dünden nohut kalmıştı, pilav kalmamış. Nohutu ısıttım yedim. Akşamları genelde ışığım yanmaz. Yalnızımdır büyük ihtimalle. Sinema odamdayımdır. (Sinema odam var ki benim) Birkaç Amerikan dizisi takip ediyor, ya da Facebook'ta arkadaşlarıma ''Tebrikler Allah analı babalı büyütsün'' lü yorumlar yapıyorumdur. Çok hareketli bir hayat yok benim pencerelerin ardında. Gürültü duyulmaz dışarıdan, ne savaşma ne de sevişme var çünkü burada. Akvaryumun sesiyle zaman zaman ev işlerime fon olan 80'lerin 90'ların Türkçe pop şarkıları.. Ama derdim de yok yaradana binlerce şükür.
YanıtlaSilEliyüzüdüzgünöğretmenkız hoşgeldin ne iyi ettin :) daha kısa bi adın varsa bilmekten mutluluk duyarım doğrusu :)
SilYorumun çok güzel, başlı başına bir yazı olmuş, zevkle okudum, hatta hızımı alamadım sayfanda uzun bir süre dolaştım, tarzını sevdim, sık sık uğrarım bundan böyle :)
Şu konsol meselesine gelince...bizim evde yok mesela, olmayacak da, şimdilik bir tane kitaplık var ama doldu, sanırım yakında bizde de sayı artacak :)
Balkonuna da bayıldım, imrendim hatta. Malesef bizim evin balkonu yok, lüzumsuzlar metrekareyi arttırmak için kapatmışlar, ben de evi tutarken lazım olabileceğini düşünenemişim nedense :(
Neyse ne de olsa kalıcı değiliz burda, bir daha ki sefere inşallah :)
Adım Tuba. Hoşbulduk Burcu. Sana balkonlu bana bahçeli, hatta istiyorsan sana da bahçeli bir ev verir inşallah Allah. Konsol meselesine hem çok şaşırdım, hem sevindim. Evlisin, konsolun yok ve hala hayattasın :)
SilTubaaaa nerelerdeydin yaaa geçenlerde bloguna erişemedim, dedim kapattı mı yoksaaaaa, ama kapatmamışsın :))
SilEveeet evliyim, konsolum yok, ve asla da olmayacak :))