Normalde insan ayırmam, burun kıvırmam, kimseyi küçük görmem ya da alıp göklere çıkarmam. Yaradılanı severim yaradandan ötürü diycem, o lafı da ismi lazım olmayan bir zat çok kullanıyor, vazgeçtim demiyorum.
Öyle yani, genel olarak insanlarla bir derdim yok. Halden anlarım, kendimi karşımdakinin yerine koyamaya, elimden gelen bir şeyler varsa yardım etmeye çalışırım. Kendi halinde, etliye sütlüye karışmayan bir insanım.
Ama dayanamadığım bir insan tipi var, ne yapsam olmuyor, sevemiyorum.
Hani şu küçük dağları ben yarattım havasında olanlardan bahsediyorum.
Hani kendileri olmadan dünyanın dönmeyeceğini sananlardan.
Mükemmellik kavramını alt üst edip, sınırları zorlayanlardan(!)
Her şeyin en iyisini bilen, en güzelini yapanlardan(!)
Hiçbir şeyden geri kalmayanlardan.
Her şeye verilecek bir cevabı olanlardan.
Durmak, susmak bilmeyenlerden.
Burnu Kaf dağında gezenlerden. (O burnu havadalara tavsiyemdir: Gogol'dan "Bir Delinin Hatıra Defteri" ni okusunlar, orada "Burun" diye bir hikaye var, okusunlar onu :)
Bir durun, bir nefes alın.
Ne oluyorsunuz ya?
Neyin peşindesiniz?
Daha güzel olacaksınız da ne olacak?
Daha zengin olunca diğer tarafa business class ta mı gideceksiniz?
Daha çok kıyafeti cennette hurilere mi dağıtacaksınız başınızın gözünüzün sadakası olarak?
Hep daha çok daha çok daha çok...
Ver Allah'ım ver yerine Allah'ım olmayanlara da ver deseniz?
Camış gibi yediklerinizin fotoğrafını çekip orada burada yayınlayacağınıza çok şükür doyduk, Allah'ım kimseyi açlıkla sınama deseniz.
İnsan olduğunuzu hatırlasanız nasıl olur acaba?
Bu kadar kendinden geçmelere, haddini hududunu bilmemelere, bu kadar seviyesizliğe, görgüsüzlüğe ne gerek var ya?
Eninde sonunda gideceğimiz yer aynı.
Giderken giyeceğimiz de aynı, kefen.
Taşıtta seçenek yok, olsa olsa ağacın türü farklı olur, ama adı dört kollu.
Aranıp da bulunacağımız yer de belli.
En nihayetinde payımıza düşen bir metrekare toprak.
Hadi eyvallah...
Burcu'm birisi canından bezdirmiş seni ya da bana öyle geldi. Kendini beğenmişlik bir hastalık. Bizim apartmanda iki komşuda var, ikisi de beni canımdan bezdirdi, böylelerinden uzak duruyorum kurtuldum. Hepimiz 9 aylığız. Yemek fotolarına gelince - yemek bloglarını ayrı tutuyorum- onların bir tür mesleki görevi. Ama evet insan yediğinin, içtiğinin niye fotosunu çeker ki?:) canımız çeksin diye mi?:)
YanıtlaSilMüjde ablam haklısın, yemek blogları ayrı, bu onların işi. Ben daha çok sosyal medyada, facebook ya da instagram gibi platformlarda bunu yapanlara ayar oluyorum. Bana kalırsa görgüsüzlükten başka bir şey değil, kimse kusura bakmasın yani.
SilKibirli komşularından kurtulmana sevindim, insanın ömrünü yer öyleleri. Beni canımdan bezdiren olmadı merak etme :) Ben tutmam öyle insanları etrafımda, tutamam yani, bünyemde alerji yapar :)
Görgüsüz insanla anlaşmak, konuşmak çok zor.. Uzak durmak gerçekten en iyisi.
YanıtlaSilKesinlikle...başka bir dünya onlarınki :)
Silİnsanoğlunun gözünü hırs bürümüş, Allah ıslah etsin valla...
YanıtlaSilÖyle valla Handan'ım... Allah ıslah etsin hepiciğini :)
SilYemek fotografları konusunda ben de çok sinirleniyorum. Bir de gittiği her yeri orada burada diye sosyal paylaşım sitelerinde ifşa edenlere. İhtiyaç molasına gittiklerinde de yazsınlar istiyorum:.)..
YanıtlaSilBir gün onu da yapacaklarına inancım tam :)
SilKızdırmışlar Burcu'mu :) Sen instagramda o kadar çok zaman geçirirsen böyle sinirlenirsin tabi :) Nerdeee blog paylaşımları, nerdeee instagram fotoları. Dimi ama, yalan mı?
YanıtlaSilDoğru söylüyorsun valla Kitapsız Kedi'm :)
SilBlog dünyasının yeri ayrı, tadı başka. Hem instagramda çoğu insan fotonun altında ne yazdığını bile okumaya üşeniyor, beğenip geçiyor, oysa burada emek var...
doyumsuzluk çağımızın hastalığı bence :)
YanıtlaSilHem de ne hastalık, tedavisi mümkün değil :(
Silİşte bazı insanlar böyle şeyleri düşünmediklerinden bir hayvan gibi yaşayıp bir hayvan gibi ölüyorlar.
YanıtlaSilÇok haklısınız...
Sil"Daha fazla tüket dinin imanin para olsun her seyin dahasi makbul kendini düşün bencil ol senin karnin toksa tamam digerlerini bosver" resmen bunlar asilaniyor insanlara gelecek nesil icin daha vahim olacak buyukler bu sekilde ornek olmaya devam ettikce:(
YanıtlaSilGelecek nesil için ben de çok endişeliyim yumiyum :( Bu dünyaya nasıl çocuk getireceğiz bilemiyorum :(
SilÖnce ayy biz artık yemek resimleri çekmiyoruz diyerek dini nutuk çeken iki gün sonra şununla bunu yedik nefisti deyip şak şak resim koyan bir arkadaşıma laf söyledim diye aramız açık :) Lakin dert değil keyifleri bilir. Bu anlattığın insanlara birde insanların mutsuzluğundan mutlu olan insanları ekle. Çok var bunlardan.
YanıtlaSilMutsuzlukla beslenen insanlar bence en tehlikeli tür...hemen kaçıp uzaklaşmak lazım onlardan...
SilYorum için teşekkür ederim, ilgileneceğim.
YanıtlaSilbu kadarına aklımız erse keşke ama nerede, bir de şu dost dost diye geçinenler çok ilginç , gerçekten ama :)
YanıtlaSilGünümüzde dostluk diye bir şey kalmadı zaten. Gelecek nesiller için çok üzülüyorum. Dostluk, kardeşlik, paylaşmak gibi şeylerden mahrum kalacaklar. Çıkar dünyasında yaşayacaklar :(
SilÇok güzel bir yazı olmuş..Ne olursa olsun Allah kimseyi gerçekten açlıkla sınamasın..
YanıtlaSilSosyal medya durumuna gelirse facebook ve twitter'ım yok.(dondurdum ve yaklaşık 2 yıl geçti) İnstagram ise öylesine açık paylaşım bile yapmıyorum ne zamandır.. Yemek blogları veya tanıtım amaçlı blog yazılarını bende her zaman ayrı tutuyorum.Çünkü bende bir çok yer yazıp nerede ne yenir ne içilir v.s. bunun tanıtımını yapıyorum ve okuyucularımın bilgisi olsun istiyorum ki bende bir çok blog sayesinde nereler de ne yenir ne içilir bakarım ona göre hareket ederim ama kesinlikle İnstagramda falan paylaşmıyorum..
Hepimizi doluymuşuz onu anladım :)
Sizi takibe aldım, bende bloguma beklerim ..
http://yagmur-serhats.blogspot.com.tr/
Yorumunuz için teşekkür ederim, ayrıca bloguma hoşgeldiniz.
YanıtlaSilBen de hemen size geliyorum :)