Ne zamandır yazmak istiyordum, bugüne kısmetmiş.
Bu sıralar yazacağım yazılar sizi biraz sıkabilir ama ne yapayım, benim için büyük heyecan, yazmazsam çatlarım. Hem belki benim gibi gece gündüz anne bebek bloglarında gezinenler denk gelir de okurlar :)
E anlamışsınızdır artık ne yazacağımı, hamilelik maceramın başlangıcından bugüne neler yaşadım, neler hissettim falan filan :)
Buradan sonrasını merak etmeyip okumayı bırakabilirsiniz, gücenmem, vallahi...Ama belki de bu hormonlar yüzünden gücenebilirim de, bilemedim, zira şu aralar öyle saçma alınganlıklar yapıyorum ki :)
Neyse...
Şimdi efendim, benim normalde regl olma tarihlerim çok düzenliydi. Öngörülen tarihin öncesine ya da sonrasına sapma gibi eğilimleri yoktu. Hemen her kadında olduğu gibi regl öncesinin olmazsa olmazı asabiyet, gerginlik gibi durumlar bende de mevcuttu. Bunun yanında ergenler gibi sivilce çıkarmalar, baş ağrıları, üşümeler de bendeki regl öncesi semptomlardandı. Gel gelelim geçtiğimiz aralık ayının beklenen regl tarihinden önce ben içine şeytan kaçmış bir yaratığa dönüşmüştüm. Kendimi bile tanıyamaz haldeydim. Hayatımda yaşadığım en gergin, en saçma, en abuk subuk haftaydı. Her şeye bağırıp çağırmalar, kızmalar, durup durup ağlama krizlerine girmeler, daha neler neler...Üstelik hafif hafif karın ağrılarım da başlamıştı, o yüzden ben her an regl olma tedirginliğiyle yaşıyordum. Derken beklenen tarih geldiğinde bende tık yoktu. Hadi canım dedim. Bir gün daha geçti ve yok artık dedim. Bu sefer o gıcık ergenlik sivilcelerinden de yoktu üstelik. Birkaç gün daha beklesem mi derken işten eve dönerken kendimi eczanede buldum. Gebelik testi aldım ve eve gider gitmez yaptım. Testin üzerinde uygulamadan sonra iki üç dakika bekleyin yazıyormuş, tabi ben okumaya tenezzül etmediğim için sıvıyı damlatır damlatmaz çift çizgiyi göreceğimi sanmıştım, tam test çubuğunu atmak üzereyken ikinci çizginin belirmeye başladığını gördüm. Ama inanamadım, eşimi arayıp eve gelirken test almasını istedim, onu da ertesi sabah yaptım. Sabah yapılanlar daha doğru sonuç veriyormuş. Onda da ikinci çizgiyi görünce gidip kan testi yaptırmaya karar verdim. Veeee tebrikler hamilesiniz!
Bir hafta sonra kadın doğum doktorunun sevimsiz odasındaydım. Son adet tarihi (SAT) baz alınarak yapılan hesaba göre henüz 5 haftalık hamileydim. Hani dizilerde kadının midesi bulanır, lavaboya koşar, yüzünü yıkar sonra aynada anlamlı anlamlı kendini süzer ve bir sonraki sahne doktorun odası ve ultrasondan size el sallayan bebek görüntüsüdür. Külliyen yalan! Doktor bana şu an çok yeni olduğu için karından görünmeyeceğini söyledi ama ben inat ettim, illa karından bakılacak dedim, tabi ki doktor haklı çıktı, hiçbir şey görünmedi. Vajinal ultrasonla bakmak zorundayım, dış gebelik olup olmadığını anlamamız lazım dedi. Mecburen o gıcık muayene koltuğuna çıktım. Onca gerginlik sadece bir kese görmek içinmiş meğer. Tebrikler nur topu gibi bir keseniz var!
Şaşkın bakışlarla hiçbir şey anlamadan çıktık gittik. Doktor iki hafta sonra tekrar gel, kalp atışı duyarsak gerekli tahlilleri yaparız dedi. Boş gebelikse alırız demeyi de ihmal etmedi. Şu doktorların en sıcak kanlısı bile insanın tüylerini diken diken etmeyi başarıyor ya helal olsun!
Biz şimdi iki hafta nasıl geçecek derken muayeneden beş gün sonra hafif bir kanama yüzünden acile gittik, nöbetçi kadın doğum doktoru karından ultrasonla baktı ve kesenin altında kanama var yani düşük tehlikesi var dedi. O an gerçekten çok kötüydü, neredeyse ağlayacaktım. Tamam daha ortada bebek yok, sadece kese var ama yine de insan etkileniyor.
İğne, ilaçlar ve on günlük yatış sonrası neyse ki her şey yoluna girdi. Bu sırada beklenen randevu günü de geldi çattı ve büyük bir heyecanla kendimizi doktorun odasında bulduk. Sevgili kesemiz karından bakıldığında görülebilen bir boyuta gelmişti ve içinde noktasal bir şey vardı. Doktor "bak bu bebek" diyordu ama ben noktadan başka bir şey göremiyordum. Sonra bir anda odaya bi gümbürtü yayıldı. Dört nola koşan atlılar misali. Meğer bizim noktasalın kalp atışlarıymış. Ah doktorcum, şimdi inandım o noktasalın bir bebek olduğuna. İşte buna ağlanır...
Biliyor musunuz, zaman hem çok çabuk geçiyor hem de hiç geçmiyor. En son üç hafta önce kontrolümüz vardı. O zaman 10 hafta 4 günlüktük. Bu defa gördüğüm şey gerçekten bebeğe benziyordu :) Biz ona bakarken bir sıçrama hareketi yaptı, inanamadım. Doktor hareket edeceğini ama benim 18. haftadan önce bunları hissetmemin mümkün olmadığını söyledi. Bu arada ense kalınlığı, burun kemiği gibi şeylere bakıldı. 4 buçuk santimlik bebişimizin burun kemiği varmış çok şükür :) Bir de giderken ikili test için kan verdik. Bu test istatistiksel olarak bebeğimizin down sendromlu olma ihtimalinin yüzde kaç olduğunu söyleyecekmiş bize! Doğruluk yüzdesi 50lerde 60larda olan bir testmiş, o yüzden sonucunu almaya bile gitmedim :) Önümüzdeki perşembe kontrolümüz var nasılsa, o zaman alırız :)
Bu arada biz de "ikinci trimester" ımıza yani ikinci üç aylık dönemimize girmiş bulunuyoruz. Söylendiğine göre en rahat üç aymış, o yüzden tadını çıkarmak lazım. Ayrıca ilk üç ayda hiç kilo almayıp üstüne bir de kilo veren hamileleri tebrik etmek istiyorum. Ben şimdiden 4 kilo aldım, ne yapacağım bilmiyorum.
Gelelim hamileliğin bana getirdiklerine:
1) Tabi ki en başta kilo :)
2) Kahrolsun tembel tiroidler! Her sabah aç aç içilmek zorunda olan bir tiroid ilacı!
3) Demir ilacı. Olmazsa olmazım.
4) Bol bol su içme zorunluluğu. Günde 2-3 litre kadar. Özellikle idrar yolu enfeksiyonuna yakalanmamak için.
5) WC ile sıkı dost olma. Bilhassa geceleri deliksiz uyku yalan oldu. Saat başı wcdeyim. Sağ olsun büyüyen rahim nedeniyle sıkışan zavallı mesanem!
6) Günde 2-3 bardak süt veya yoğurt tüketme zorunluluğu! Yahu ben annemi bile 6 ay zor emmişim. Sütten nefret eder, yoğurdu zorla yerim. Of ulen of! Allahtan şu kakaolu tozlar ve gevrekler var da az da olsa içiyoruz. Doktordan kalsiyum takviyesi isteyeceğim mecbur :(
7) Kitap okuyamama hastalığı! İşte en sevmediğim kısım. Evde sabırla okunmayı bekleyen kitaplarım daha çok bekler. Kapaklarına bile bakamıyorum, ne saçma, tiksine tiksine kitaptan mı tiksinir insan yaaa :(
Benim öyle aman aman mide bulantım olmadı, acayip uyku basmaları, kafamı koyduğum yerde uyudum durumları da yaşamadım. Birçok insana göre rahat bir üç ay geçirdim diyebilirim. Aş erme krizlerim olsun isterdim ama. Şöyle gece gece canım bi şey çekse de eşimi yollara düşürsem diye kafamdan geçirmedim desem yalan olur ama olmadı. Belki ilerleyen zamanlarda :)
Geçtiğimiz üç ayla ilgili unutamayacağım şeylerden bir tanesi, elektrikli soba karşısında dona dona dondurma yediğimdi, hem de peş peşe iki tane :) Hala da yiyorum.
Ay kusura bakmayın valla, biraz uzun oldu. Okuyan herkese sabrı için teşekkür ediyorum :)
Bu arada belki perşembe günü cinsiyetimiz de belli olur, o yüzden sizden de tahmin istiyorum. Etrafımdaki herkes tahmin yapıyor ama ben hiçbir şey hissetmiyorum. Sadece dün gece rüyamda minicik bir kızım olduğunu görmüştüm, o kadar :)
Sevgiyle kalın :)
Duman |
Gümüş |
Hayırlı uğurlu olsun , Allah analı babalı büyütsün :)
YanıtlaSilTeşekkürler...
SilBenimde içimden kızın olacak gibi geçiyor :) Allah sağlıcakla kucağına almayı nasip etsin inşallah.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Hamiyet :) Herkes kız olcak diyor, bakalım görcez. Sağlıklı olsun da...
SilAmin amin sağlıklı olsun, zaten şeker bişey olacağı kesin çünkü annesi öyle:)
SilAyy şımarırım ben şimdi :)
SilTeşekkür ederim Hamiyet :)
o zaman kızın olur , ben de oğlumu hissetmiştim :D uyku basmaları son ayda olur belki canım , ayakta uyur yatarken uyuyamazsın , böyle de ikilemleri vardır :D Hayırlısıyla kucağına almak nasip olsun inş...Keyifli geçsin ....
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim canım...O yatarken uyuyamamalar şimdi bile mevcut sonrasını hiç düşünemiyorum :) Hayırlısı artık ne yapalım, başa gelen çekilir :)
SilGeç bile kaldın yazmaya başlamak için. Anlat tüm süreci, ileride dönüp okumak büyük keyif olur senin için de, bebiş için de. Hamilelikte tiksinilen çok şey duymuştum da kitaptan tiksinenini de ilk defa duydum :))
YanıtlaSilGeç kaldığımın farkındayım ama ne yapayım, daha ancak kendime geliyorum. Olsun, zararın neresinden dönülse kardır :)
SilBen de tiksinilen çok şey duymuştum, kokudan mutfağa giremeyenler, buzdolabı kapağını bile açamayanlar falan ama bu da benim şahsıma münhasır sanırım :)
Öncelikle hayırlı olsun. Sağlıcakla kavuşmanızı dilerim miniğinle. :)
YanıtlaSilYalnız 13 haftalıkken tuvaletle samimileşmekden yakınma, bugününün kıymetini bil derim nacizane. Nitekim son aylarda benim gibi olursan zamanının çoğunu orada geçireceksin. ;) İşin iyi tarafı, kitaplarını tuvalete koyarsan, okuma problemini de aşmış olursun böylece. ;) Sevgiler...
Çok teşekkür ederim güzel temennin için :)
SilO zaman ben şimdiden kütüphaneyi tuvalete taşımaya başlayayım, dediğin gibi belki okuma sorunu böylece hallolur :)
Bana da diyorlar şu günlerinin tadını çıkar, çok daha uykusuz günler geceler seni bekliyor diye ama o zaman farklı olacak biliyorum. Bir bakış, bir gülüş, bir dokunuş her şeyi unutturacak :)
Sevgiler...
Ha bi de, korkutmak gibi olmasın ama deliksiz uykuyu da artık bi süreliğine unut derim. Bana bu aylardayken, karnında olduğu günlerin tadını çıkar derlerdi de kızardım. Valla öyleymiş uyku bakımından. Ama diğer bakımlardan, kucağına aldığında, kokusunu duyduğunda, elini tuttuğunda, bunların hepsi önemsiz tefferruat kalacak, o da işin ennn güzel yöne işte. :)
YanıtlaSil5 haftalıkken alttan muaeyeneye gerek yoktu aslında keşke 1-2 hafta daha sabretseydin :( ama olan olmuş bebiş gelmiş :))
YanıtlaSilharaketleri hissettiğin an her şey çok daha farklı olacak misal şu an bu yorumu yazarken bizim minik içimde resmen dans ediyor :))
gelecek dönemlerinde ki yazılarını merakla bekliyorum :)
Ya ben de istemiyordum aslında ama kadın dış gebelik deyip beni korkuttu, mecbur kaldım :(
SilNeyse sıkıntılı günler geçti çok şükür, şimdi keyfimiz yerinde. Sabırsızlıkla hareketlerini hissetmeyi bekliyorum ben de :)
Minikcan'a selam ve öpücükler :)
Oyyy ben neler kaçırmışım böyle :) senin de içinde bir minik varmış da haberim yokmuş. Çoookk sevindim hayırlı olsun. İlk öğrenme sureci ve sonraki iki ay çok stresli. Yok kalbi atacak mı yok dış gebelik mi aman düşmesin diye acayip stres yapıyor insan ilk zamanlar ki benim neredeyse sonuna kadar düşük tehlikesi hiç geçmediği için o zamanları hatırlamak bile istemiyorum. Ama en güzel zamanları 20. hafta sonrası. 32. haftaya kadar cookk rahat bu haftaların tadını çıkar :) her bulduğun firsatta uyu birde. Bebisten sonra şöyle sabit 1 saat uykuya bile deli gibi ihtiyacın olacak çünkü :) Okuyunca yazdıklarını anılarım depresti dilim düştü :)
YanıtlaSilUmarım çoookk güzel bir hamilelik gecirirsin ve minik Prens kollarına huzurla gelir :) erkek hissettim ben bilmem doğru mu?
Öpüyorum :)
Çok şükür stresli zamanları geride bıraktık, 18 haftalık olduk bile. Ne mutlu sana miniğini aldın kucağına, birlikte nice güzel aylarınız yıllarınız olsun. Darısı başımıza :)
SilBütün bu hamilelik sürecinin tadını çıkarmaya çalışıyorum valla, havalar da güzelleşti ya kimse tutamaz artık beni :)
Hislerinin doğru mu yanlış mı olduğunu yarın öğreneceğiz biz de, ama doktor da bize aynı şeyi söylemişti :)
Ben de sizi öpüyorum , sevgiler :))