Merhaba pek sevgili arkadaşlar...
Bu aralar nedense içimden pek yazmak gelmiyor, ama yazılarınızı okuyorum zevkle...
Sizlerle bir sıkıntımı paylaşmak ve hatta fikirlerinizi almak istiyorum...
Bildiğiniz gibi bizim kasım ayından bu yana hayatımızda olan Duman ve Gümüş adında iki kızımız var, kendileri yaklaşık olarak 6-7 aylıklar...
Şimdi sorun şu ki, bizim bir haftalığına izmirden ankaraya gitmemiz gerekiyor.
Kızları evde bırakamam çünkü hergün gelip onları kontrol edebilecek kimse yok.
Veterinerlerine bırakamam çünkü hem kafeste kalacaklar hem de günlük pansiyon ücreti hiç de ekonomik değil.
Dolayısıyla geriye tek bir seçenek kalıyor, o da bizimle birlikte gelmeleri, ama otobüs firmaları malesef yolcu bölümüne almıyorlar, bagaj kısmına koyuyorlar o da uyutulmuş olması şartıyla.
Neredeyse bir aydır düşünmekten kafayı yiyeceğim.
Kızlarımdan ayrı kalmak da istemiyorum, onları otobüs bagajında huzursuz etmek de istemiyorum.
Hem ya soğuk olursa, ya havasız kalırlarsa, ya bir şey olursa...
Ooooof çok dertliyim çooook.
Bir fikri ya da tecrübesi olan varsa bu konuda benimle paylaşırmısınız lütfen...
Burcu, yazını okuduğumdan beri dert bürüdü beni de :) Tam yorum yazıyordum ki, acaba bir haftalığına kediciklerini almayı teklif etsem mi diye düşündüm. Sonra bizim canavarın vereceği tepkiyi düşünüp vazgeçtim. Bizim kız, hep yalnız büyüdü. Bizden başka ne insanı ne hayvanı görmek bile istemiyor maalesef.Birkaç kez ablamın kedisiyle karşılaştırma talihsizliği yaşadık da, bizimkinin yabani olduğunu tescilledik. Böyle olmasaydı inan ben de çok isterdim, hiç çekinmeden de teklif ederdim yavrucaklarına bakmayı. Ama onlara gelecek en ufak bir zarar beni kahreder. Eşim de, ben de çalışıyoruz, yani evin sahibi bizim Üzüm kız. O yüzden bu riski alamayacağıma karar verdim. Neyse işte, senin yazın üzerine böyle kendi kendime olayları geliştirdim, sanki sen kabul etmişsin de, kızları bana vermeye, ben bahaneler üretiyormuşum gibi oldu. Kendi iç hesaplaşmalarımdan sonra tavsiye kısmına gelirsek; yolculuk çok stres veriyor, mümkünse götürme. Güvendiğin bir komşuna anahtar verebilirsin. Her gün mama, su, tuvalet kontrolü yaparsa bir haftada sorun çıkmaz. Tabi bol oyuncak bırak yanlarına. Kedi anne-babası olmanın kesinlikle en büyük sıkıntısı bu işte.Biz de her bayram eşimin memleketine giderken aynı iç sıkıntılarını yaşıyoruz. Ki ablama bırakıyorum anahtarı, her gün geliyor, hatta bende kalıyor. Ama yine de haftalar öncesinden beni sıkıntısı basıyor. Tavsiyem bu yönde, onların düzenini bozmadan, en ufak zararla ancak bu şekilde atlatabilirsin. İyi ki iki kedin var, o açıdan şanslılar aslında. Birbirleriyle oyanayabilirler. Bizimki yalnız olduğu için, bizim gittiğimiz zamanlarda çok stres yaşıyor ve bunalıma giriyor. Onlar birbirini oyalayacaktır bu şekilde.
YanıtlaSilKitapsız Kedi, çok düşüncelisin çok teşekkür ederim :) Ama dediğin doğru, evin sahibi onlar ve yalnız kalmaları tehlikeli olabilir :)
SilBizim malesef hiç komşumuz yok. Hatta kimsemiz yok desem yeridir. Yolculuğun stres verdiğini çok kişiden duydum, ama sakinleştirici verip çok kez bagajda getirip götürenler de varmış. Ben de düşündüm sakinleştirdikten sonra niye bagaja vereyim, gizlice yanıma alırım, bizim kızlar normalde bile miyavlamayan tipler bi de ilaç alırlarsa gidene kadar uyurlar heralde dedim ama emin de olamadım :(
"Acaba diyorum son dakikaya kadar bekleyip en boş otobüsten mi bilet alsam" gibi türlü çeşitli hinlikler de düşünmüyor değilim :)
Ya da en temizi evde oturup annemi babamı bi beş ay daha görmeyivereyim :(
Burcu'cum, İzmir'den Ankara'ya tren var mı? Biz (rahmetli annem, ben ve rahmetli kedim Prenses) 9 sefer Ankara-İstanbul trenle gittik-geldik. Bak 9 sefer. Bilet alırdık onun için (oldukça ucuzdu) kutusuyla ayağımızın dibine koyardık, Prenses tüm kediler gibi kutuda huysuzlanırdı trenin kapıları pencereleri kapandığından emin olunca, kutusundan çıkartıp kucağıma alırdım, öyle 6 saat kucağımda uslu uslu giderdi yarı uyanık, yarı uykulu. Çişini de 6 saat tutardı...böyle 9 kez trenle gittik, yalnız kucakta daima tetikteydim yani gevşersen kucağından korkup kaçabilir zor olur koltukların arasına marasına hele mazallah panikle açık pencereden kaçabilirler kediler seyahati sevmez çünkü. Tutarken kaçmasın yeter. Böyle başkaları da kedisini, kuşunu hatta minik köpeğini trende görmüştüm. Eğer İzmir Ankara tren varsa tavsiye ederim. Kolay gelsin.
YanıtlaSilMüjde ablacım tavsiyelerin için çok teşekkür ederim...Bagaj ben de istemiyorum, öyle olacağına gitmem daha iyi...Tren var ama 16 saat sürüyor, biz bile dayanamazken kızlar nasıl dayanır o kadar saat bilmiyorum :( Son ana kadar karar veremeyip en sonunda evde oturacağım sanırım :)
Silsonradan aklıma geldi: Şahsen naçizane bagaj fikrine çok karşıyım, yani soğuktan ölmeler, veya tersine sıcak ya da havasızlıktan ölmeler (Allah korusun); oradaki gaz maz benzin artık motordan sızabilir tehlikeli gazlarla zehirlenmeleri bıraktım, psikolojisi bozulur, kediler çok hassastır insanlardan daha hassastır bagaj asla olmamalı
YanıtlaSilgerekirse 1 hafta başbaşa güzelce kalabilirler. Kocaman bir kova su koy bir yere (deviremeyecekleri bir kova veya leğen olsun) iki de kum kabı ağzına kadar kum koy, bolca mama koy, hesaplayarak 1 hafta yetecek kadar. Ama en önemlisi suyu devirmesinler 1 hafta susuz kalamazlar çünkü.
valla ikisi güzel güzel kalırlar. (yalnız Allah korusun yangın filan çıkmasın tek endişeleneceğin o olabilir eğer komşuna güveniyorsan arada bakabilir suyuna, vs.) benim kedim 2 gün kendi başına koyuyordum mükemmel kalıyordu yalnız başına ....gelince çok özlediklerini anlıyorsun tabii belli ediyorlar:) bir sıkıntı kum kapları temizlenmiş olmuyor onu da gelince temizlersin....
merhabalar; öncelikle sizi çok iyi anlıyorum bende geçen ay kızımı okul tatile girdiği için bursaya götürmek zorunda kaldım ancak tam bir kabus oldu benim için. Öncelikle sakın uyutmayın; zaten otobüs firmaları çok sallamıyor.. Ayrıca bazı firmalar yasak falan deyip baştan savmaya çalışıyorlar ancak karayolları taşıma kanununun 40. maddesine göre yalnız bagajda gitmesine izin verilmiş. (bir kaç firmayla tartışmak zorunda kalınca öğrendim.) Bir de şanslı olabilirseniz bazen şöför yukarı almanıza izin veriyor ancak ne yazık ki ben daha önce bu manzaralarla karşılaşmış olmama rağmen ikna edemedim. Veterinerimizin önerdiği "Sedapet" diye bir ilaç kullandım ben ve gerçekten çok işe yaradı. Benim yolculuğum 5 saat sürdü ve çok şükür ki bagajda gelmesine rağmen pek bir sorun yaşamadım. Mamayı yola çıkmadan bir saat önce keser ve tuvalet ihtiyacını gördüğünden emin olursanız sorun çıkacağını düşünmüyorum. Aşağısının soğuk olma ihtimaline karşılıkta kafesin için havlu serdim, aralarda kontrol ettiğimde de büzüşük değil rahattı ki bu biraz olsun beni rahatlattı. Benim gelip giderken Nilüfer Turizmle gittim. İlk gidişte muavinde şöförde çok ilgilendiler sağolsunlar ancak ikinci gidişimde şöför resmen çöp poşeti taşıyormuşum gibi tersledi, "hadi uzatma ne nazlısın, götürme o zmn kediyi" falan gibi cümleler kurdu ki kendisini hem tersleyip hem de şikayet ettim.
YanıtlaSilSonuç olarak uzun yolculuk bizler için çok stresli olsa da, ne yazık ki mecburen bagajda yolculuğa katlanıyoruz.. Umarım sizde bir çözüm bulursunuz.
Pembe vosvos yorumun için teşekkür ederim. Ben de veterinerle konuşup sakinleştirici bi ilaç verip gizlice otobüsün içine almayı düşündüm ama fark edilirse ve kıl bi şöför denk gelirse işimiz daha da zorlaşır diye korktum açıkcası. Yol 8 saat, bagaja gönlüm razı değil...Bir ihtimal tren gibi görünüyor.
SilGercekten buyuk sorumluluk evde can beslemek. Benim de iki tane kedim var biri 6,5 yasinda digeri 1,5. Dilerseniz siz donene kadar bebislere bakabilirim. Benim oglanlarim cok sevecenlerdir. Iki uc gun kediler yalniz kalabiliyorlar yeterince su ve mama koyarsaniz tabii. Ama bir hafta uzun bir sure. Iki uc gunde bir eve gelip kontrol ettirebilirseniz daha mantikli olur bence. Hem bebislerin duzenleri bozulmamis olur, hem iki uc gunde bir guvendiginiz biri size durumlarini bildirir.
YanıtlaSilGülberk, teklifin için çok teşekkür ederim, çok düşüncelisin :)
SilSanırım tüm kedi sahiplerinin ortak düşüncesi şu ki, kediler alışık oldukları evden çıkınca huzursuz oluyorlar. Ya onları da alıp trenle gideceğiz ya da 3 günde bir bi arkadaşımızın bakması için rica edeceğiz.
Merhaba, çok sıkıntılı bir durum gerçekten. İki pisi annesi olarak aileme yakın oturmanın avantajını kullanıyorum. Tatil dönemlerinde gözüm arkada kalmadan onlara emanet ediyorum. Sakinleştirici konusuna gelirsek ben pek taraftar olamıyorum bu uygulamaya çünkü ister istemez hayvanın bünyesi sarsılıyor. Bagaj ortamı biraz serin oluyor diye biliyorum; yolculuk süresi uzun ise cesaret edip yanına almayı bir dene istersen.
YanıtlaSilShingetsu, çok şanslısın gerçekten. Ben aileyi geçtim, arada kontrol edebilecek komşumuz bile yok :( Ailemi görmeye gidecektim ama bu gidişle zor görünüyor...
SilYeni yazı gördüm diye sevinirken, okuyunca dert aldı beni de :( Ben de hem çevremden hem de veterinerimden duymuştum daha evvel. Çook mecburi durumlar olmadıktan sonra seyahati kesinlikle önermiyorlar... Bilhassa kediler için evleri çok kıymetli, düzenleri vazgeçilmez olunca çok etkilenebiliyorlarmış. Kediler kesinlikle yanlız kalsalar bile evlerinde mutlular :( Ah keşke İstanbul'da olsaydın, elimden geleni yapardım, bir faydam dokunurdu belki...
YanıtlaSilİnternette biraz turladım, şöyle bir şeyler var, araştırmaya değebilir http://www.mihav.com/forum/paylasim-sohbet/ev-ortaminda-kedi-pansiyonu-arayanlar-izmir-28453/
Yine sen bilirsin ama aklında olsun, 1 hafta gibi bir süre için 4 kum kabı (ilaveleri en ucuz kaplardan alarak halledebilirsin, hatta sığ leğenler bile olur), evin çeşitli bölgelerinde parça parça kaplara ayrılmış bir sürü yemek (ki aksi halde bir defada oturup çok yiyebiliyorlarmış), bir sürü oyuncak koyabilirsin. Buna ilaveten de senin ya da eşinin bir arkadaşından çok rica etsen, 3.günde falan bir kontrol etse... Bence yeter, idare ederler...
Bak bir de aklıma geldi. İstanbul'daki gibi İzmir'de de veterinerlik fakültesi vardır. Onlara da danışabilirsin. Veterinerlik fakültelerindeki öğrenciler, stajyerler, asistanlar zevkle bakabiliyorlar...
Kızlı Erkekli Kedili,
Silİstanbul'da olsaydım eğer yardımcı olacağından adım kadar emindim zaten, teşekkür ederim :)
Pansiyon fikri güzel ama hiç tanımadığımız insanlara bırakmak istemem ne yalan söyleyeyim. Azıcık küskün baksalar bile ağlayacak gibi oluyorum, nasıl kıyarım onlara.
Sanırım ortada mantıklı iki seçenek var:
ya dediğin gibi 4-5 tane kum kabı ve bol miktarda yemek su koyup bi arkadaştan çok çok rica edeceğiz.
ya da yataklı vagondan bilet alıp tıngır mıngır 16 saat gideceğiz çekirdek aile olarak :)
Açıkçası kızlardan ayrı kalmak fikri hiç hoşuma gitmiyor, çünkü çok hareketliler, bir şey olursa diye korkuyorum. Bakalım en sonunda ne karar vericez ben de çok merak ediyorum :)
bücürükveben'in yazısını okuyunca tekrar yazmak istedim. Ben de üniversitede okurken trenle gidip geliyordum izmir'e. 12 saat sürüyordu ve kucağıma alıyorum kedimi. Uyuyordu yavrum hep. 4 sene boyunca tren yolculuğu yaptım kedimle. Bence otobüs bagajına vermekten çok daha iyidir, uzun ve yorucu bir yolculuk olsa da en sağlıklısı bence de tren yolculuğu olacak. Burcu, tanışmıyoruz seninle ancak istersen arada kontrol edebilirim kediciklerini. İnan, yardım etmek istiyorum sana. Biliyorsun ben de İzmir'deyim. Elimden geleni yaparım.
YanıtlaSilKitapsız Kedi,
Silçok çok teşekkür ederim...insanın sizin gibi kedi dostları olması ne güzel :)
sanırım sorunu hallettik, yataklı vagonda gitmeye karar verdik, uykucu kızlarımızla rahat rahat gideriz herhalde...bu sayede ne aç kalacaklar ne de ilaç almak zorunda kalacaklar...
Belki de birer sakinleştirici biz alsak daha iyi :)
en güzel kararı vermişsiniz, yanınıza boş plastik dikdörtgen şeklinde pazardan ucuza bir kutu da alın naçizane tavsiyem, bir paket de kedi kumu...16 saat çok uzun süre çişleri gelince kompartmana yerleştikten sonra kumu kaba boşaltırsınız...olur da çişleri gelince rahat ederler. sonra inmeden önce büyük bir poşete döker...istasyonda toprak bir yere veya çöp kutusuna atarsınız....elinizde yük olmaz
YanıtlaSil:)
Müjde ablacım, sağolasın, valla biletlerimizi de aldık, cuma akşam yola çıkıyoruz bakalım. Dönüşte yolculuk maceralarımızı anlatırım artık :)
SilDediğin gibi yanımıza kum, mama, su her şey alıcam artık, maksat minnakları huzursuz etmeden yolculuk yapabilmek ne de olsa :)
Yazıyı ve yorumları biraz geç okudum ama karar verilmiş galiba.Ben bir defa yaşamıştım otobüs olayını.3 saatlik bir yolculukta kedimi bagaja vermek zorunda kalmıştım.Çünkü üstte miyavlamaya başlamıştı ve bunun üzerine muavinle "bebekler de ağlıyor onlara bir şey demiyorsunuz" diyerek tartışmıştım.Ancak yine de bagaja vermek zorunda kalmıştım.Malesef kedimi görünce daha sonra için acımıştı.Çok korkmuştu:(Daha sonra vazgeçtim ve bir daha yolculuk yapmamaya karar verdim.Ama tren sanırım daha iyi olacaktır.İzmirde yaşayan bir kedisever olarak seve seve bakabilirim;)Aklınızda bulunsun derim:)
YanıtlaSilSeyhancığım çok çok teşekkür ederim, bu seferlik trenle gidiyoruz biletlerimizi aldık, ama bir daha böyle bir durum olursa sana söylerim :)
SilAma her şeyden önce keşke izmirdeki bloggerler bi tanışsak ne güzel olur valla, bakıyorum başka şehirlerde tanışıp kaynaşıyorlar ne güzel, kıskanıyorum :)