2016'da Neler Okudum?

Merhaba,
Bu sene okuma konusunda bir öncekine göre daha başarılıydım. Hamilelikte bol bol okuma fırsatı bulacağımı düşünmüştüm ama kitap görmek bile midemin bulanmasına sebep olduğu için neredeyse hiç kitap okuyamamıştım. Efe doğduktan kısa bir süre sonra yükselmeye başlamıştı okuma hızım ta ki ayaklanıp peşinden ayrılamama durumuna gelene kadar. Artık sadece o uyuduğu zaman okuyabiliyorum. Yani gün içinde 1 saat, öğle uykusundayken, o da şanslıysam, çünkü bazen yarım saat uyuyor, ve de acil yapılacak bir iş yoksa. Bir de akşamları uyuduktan sonra, tabi o zaman da halim kalırsa.


Neyse, uzun lafın kısası, bu sene çok başarılı olmasa da fena değil. Küçük bebesi olan ve tek başına bakan bir insan için iyi bence. (Kendimi teselli ediyorum :)

Gelelim okuduklarıma:
İlk önce iyi ki okumuşum dediğim kitaplardan bahsetmek istiyorum. 

Kumkurdu ve Matilda, sevgili Esra sayesinde keşfettiğim ve okuduğum çocuk kitapları. Çocuk kitabı olarak geçmelerine rağmen yetişkinlerin de mutlaka okuması gereken kitaplar bence. 

Kumkurdu 3 kitaplık bir seri, diğer ikisini önümüzdeki yıl okuyacağım. O küçük Zackarina ve Kumkurdu'nun maceraları ve Zackarina'nın büyüklere ders veren zekasını hiç unutmayacağım.

Matilda'nın kalbimdeki yeri bambaşka. Çocukken onun gibi olmayı ya da gerçek hayatta onun gibi bir çocuk tanımayı gerçekten çok isterdim. Harika bir çocuk ve tabi ki kitap okumayı çok seviyor, hem de ailesine rağmen. Seni de unutmayacağım Matilda.

Aaah Pal Sokağı Çocukları, ve sen sevgili Nemeçsek, sizi kalplerinizden öpmek isterdim.

Bu sene okuduklarım arasında bu fotoğrafta olmayanlar da var, ve yarım bıraktığım kitaplar da var. Okuduklarımın hepsini yazacağım ama detaylı bilgi vermeyeceğim. Zaten kitap yorumlamayı beceremiyorum :) Okuyorum da ne oluyor anlamıyorum, boşa gidiyor herhalde, yorum bile yapamıyorum baksanıza...

Okumasam da olurmuş, hatta daha iyi olurmuş kategorisi:

Otomatik Portakal
Renksiz Tsukuru'nun Hac Yılları ( Bu, okuduğum 3. Murakami kitabıydı, bundan sonra bıraktım zaten, sonu bir yere varmayan ve bir farkındalık yaratmayan kitapları sevmiyorum.)
Merhamet (Yazarı Pulitzer ve Nobel ödüllü diye okumuştum, köle ticaretini konu alan bir kitap)
Çocuk Yasası 
Bütün Kadınların Kafası Karışıktır ( Öyle midir gerçekten bilmem ama Ece Temelkuran'ın bu kitabı yazarken kafası baya bi karışıkmış bence)
Attila (Peyami Safa'nın tarihi romanı olsa da daha çok kadınların entrika romanı olmuş bence)
Sakın Oraya Gitme (Yekta Kopan'ın hikayelerini seviyorum ama bunu pek sevemedim nedense)

Eh işte kategorisi:

Sokak Kızı (Panait Istrati)
Deli Kadın Hikayeleri (Mine Söğüt)
Madam Arthur Bey Ve Hayatındaki Her Şey (Mine Söğüt) Mine Söğüt'ün daha önce de Beş Sevim Apartmanı kitabını okumuştum. Kafası güzel bir yazar, farklı bir boyutta, az biraz delilik var gibi :)
Doyma Noktası (Sema Kaygusuz)
İçimizdeki Şeytan (Sabahattin Ali'yi severim ama fanatik de değilim sonuçta, daha güzel kitaplarını okudum.)
Güneşi Uyandıralım ( Şeker Portakalı'nın devam kitabı. Beklentim çok yüksekti ama sıkıldım, sırf Zeze'ye ne oldu diye merakımdan okudum, bir de Delifişek var, incecik bir son kitap, onu daha okumadım.)
Kabil (Jose Saramago'nun Adem ve Havva'dan başlayıp Habil ve Kabil ile devam edip Nuh'un Gemisine uzanan romanı, tabi ki anlattığı her şeyi tiye alıyor, dalga geçiyor, din konusunda tartışma kabul etmeyenleri kızdırabilir ama beni pek etkilemedi açıkçası :)

Kategorisizler:

Vedat Türkali'nin Bir Gün Tek Başına kitabını hangi kategoriye koyacağımı bilemedim. Biraz uzun bir kitaptı, karakterlerine kızdığım noktalar vardı ama sonu oldukça etkileyiciydi. Anlatım tarzı da farklı, karakterlerin kafasının içinden konuşuyordu. Baya bir samimiydi yani.

Mihail Bulgakov'un Genç Bir Doktorun Anıları da çok başarılı bir kitaptı. Okumadım da yaşadım sanki, hatta bazı sahnelerde tırstım bile, o derece :)

Sevgili Tolga Yazıcı'nın Parçalanmış Gülüşler kitabını okumayan var mı? Bence okuyun. Onun tarzı biraz sert, anlattığı şeyler de adamı tokatlıyor resmen, hadi bee diyorsun. Düşünmeye, gerçekleri görmeye itiyor seni, ağlarken güldürüyor, güldürürken ağlatıyor falan. Başarılı bir kitap. Hakkında daha çok yazmak istiyordum ama 6 ay olmuş okuyalı be Tolga, ikinci kitaba artık :)

Fanatiği olduğum yazarlar da var tabi ki, mesela Ayfer Tunç, ne yazsa okurum dediğim. Aziz Bey Hadisesi'ni çok sevdim. Diğer kitaplarını sevdiğim gibi.

John Fante mesela, adamım. Onun kalemi yazmıyor da akıyor sanki kağıdın üstünde. Hiç mi kılçık olmaz, hiç mi kıymık batmaz, yok. Hastasıyız. Bu sene okuduklarım: Hayat Dolu, Bahara Kadar Bekle Bandini ve Toza Sor. Baskısı olmayan kitapları için yayınevine baskı yapmayı düşünüyorum.

Stefan Zweig'in kalemini de seviyorum. Psikolojik tahlilleri çok başarılı. Özellikle de bir erkek olarak kadınların iç dünyasını çok iyi yansıtıyor. Bu sene okuduklarım; Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu ve Olağanüstü Bir Gece. Hedefim tüm kitaplarını okumak, ama öncesinde biyografisini okuyacağım, zira ilginç bir hayat hikayesi var.

Çok geç kaldığım bir kitap, Jack London'un Martin Eden'i. Tek kelime, muhteşemdi. 

Bir de lanet olsun dediğim bir kitap var ki, o da Pi. Hani şu Fi-Çi-Pi serisi var ya, işte onun Pi' si. Okuduğuma, zaman harcadığıma asla değmeyen bir kitap. Yazık. Böööööğ :)

Böyle işte. Çok fazla okuyamasam da daha seçici olup kaliteli okumaya çalışacağım bundan sonra. 6-15 Ocak arası da Ankara kitap fuarı var, bir aksilik olmazsa gideceğim.

Aaaa bir de aklıma ne geldi, madem bu kadar kitap anlattım, bir de hediye edeyim bari. O zaman yorumlara fotoğrafta gördüğünüz üç kitaptan istediğiniz birinin adını yazın. İsteyenler arasından kurayla üç kişi seçeyim ve göndereyim. Tek şartım blogumu izleyiciler bölümünden takibe almanız. Maksat ortalık şenlensin :)

Not: Son katılım 31 aralık 2016 saat: 00.00 kargo tabi ki bana ait :)

Herkese keyifli okumalar.