Kirpinin Zarafeti'ni ocak ayında okumuştum ve çok sevmiştim. İnsanın içini ısıtan, tatlı, naif, samimi kitaplar vardır ya, hah tam olarak öyle işte. Belki siz de merak eder, okur ve seversiniz de ben de anlamlı bir iş yapmış olurum bu yazıyı yazmış olmakla.
Bir kere benim kitaptan edindiğim temel yargı şu oldu: "İnsanlar önyargılı yaratıklardır. Karşısındaki kişiyi dış görünüşüne, yaptığı işe, kazandığı paraya göre değerlendirirler. Bu dünyanın hemen hemen her yerinde böyledir."
Hatırlarsanız sosyal medyada yapılan bir paylaşım, sonrasında haberlere de konu olmuştu. İzmir'de bir genç banliyöde kitap okurken bir takım hadsizler tarafından fotoğraflanmıştı. Ve fotoğraf hakaret içeren bir mesajla yayınlanmıştı. Hayatında kitap kapağı açmamış cahil insanlar kitap okumanın grand tuvalet giyinmiş insanlara mahsus olduğunu zannediyorlar herhalde. Neyse ki habere konu olan arkadaş en güzel cevabı verdi. Böylece önyargının ne kadar cahilce bir şey olduğunu da ispatlamış oldu. Haberin detayı için buraya tıklayabilirsiniz.
Şimdi gelelim bizim kitaba. Kitap son derece akıcı, sıkmadan, yormadan okunan bir kitap. Hem eğlendiriyor, hem düşündürüyor. Bu tarz kitapları çok seviyorum.
Kitapta olaylar iki ana karakterin ağzından anlatılıyor. Olaylar zengin insanların yaşadığı bir apartmanda geçiyor. Karakterlerden biri bu zengin ailelerden birinin 12 yaşındaki kızı, diğeri ise apartmanın kapıcısı. Özellikle "görevlisi" demedim, zira karakter kendini "kapıcı" olarak tanımlıyor.
Küçük kız son derece zeki ve hayatın anlamını, daha doğrusu anlamsızlığını keşfetmiş tatlı bir çocuk. Etrafında gerçek düşüncelerini ve duygularını paylaşabileceği kimse olmadığını ve ailesindeki tüm bireylerin bencil yaratıklar olduğunu düşünüyor. Bu yüzden de 13. yaş gününde intihar etmeyi düşünüyor.
Kapıcı kadının zorlu bir geçmişi var. Eğitimini tamamlayamamış, evlenmiş ve bu zengin apartmanda kocasıyla yaşamaya başlamış. Daha sonra kocasını da kaybetmiş ve kedisi ile baş başa kalmış. Bu kapıcı kadını ilginç kılan şey ise onun tam bir entelektüel olması. İnanılmaz bir edebiyat, sinema ve müzik kültürü var. Ve bunu kendisinden başka kimse bilmiyor. Etrafındaki insanlar için o sadece bir "kapıcı kadın". Ama apartmana sonradan taşınan bir adam bu sırrı bir şekilde keşfediyor. Ve...
Daha da anlatmayayım değil mi? Küçük kız, kapıcı kadın ve gizemli adam arasında yaşanan olayları ve sonunda ne olacağını merak ettiyseniz eğer mutlaka okuyun.
Kitaptan birkaç alıntı:
"İnsanlar, ihtiyaçlarıyla yetinseler iyi ederler. Mücadelelerden, baskılardan ve sağlığa zararlı hiyerarşilerden temizlenmiş yeni bir toplumsal örgütlenme ancak arzu hubris'inin, kibrin gemlendiği bir dünyada doğabilir."
*
"Zekalarını karlı kılmaya, öğrenimlerini bir arpalığa çevirip limon gibi sıkmaya ve seçkin biri olmaya çabalanmış bir gençlik; sonra da umutlarının sonucunun niçin bu kadar nafile bir yaşam olduğunu şaşkınlık içinde sormakla geçen bir ömür. İnsanlar yıldızların peşinden koştuklarını sanırlar ama sonları bir kavanozun içindeki kırmızı balığa benzer. Çocuklara yaşamın saçma olduğunu en baştan öğretmek daha basit olmaz mı diye kendi kendime düşünüp dururum. Bu, çocukluğun birkaç güzel anını yok etse de, yetişkinlikte önemli bir kazancı olur; üstelik bir travmadan, kavanoz travmasından kurtulmak da işin cabasıdır."
*
"Yaşamın bir güldürü olduğuna kesinlikle inanmama rağmen sonuna kadar dayanabileceğimi sanmıyorum. Aslında bizler var olmayana inanmak üzere programlanmışız, çünkü bizler acı çekmek isteyen canlılarız. Bu nedenle, tüm gücümüzü, bu çabaya değen şeyler olduğuna ve bu nedenle yaşamın bir anlam taşıdığına ikna olmak için harcıyoruz."
*
"Güzellik nerededir? Diğerleri gibi ölmeye mahkum büyük şeylerin içinde mi, yoksa hiçbir iddiada bulunmadan, anın içine bir sonsuzluk tomurcuğu yerleştirmeyi bilen küçük şeylerde mi?"
*
"Ben, son derece aceleci, süre bitecek diye bunca stres altındaki, yarını düşünmemek için şimdiki zamana açgözlülükle sarılmış olan çevremdeki yetişkinlere bakarak, bir ömrün kısacık bir sürede geçip gittiğini çok erken anladım...Ama yarından çekinmenin nedeni şimdiki zamanı inşa etmeyi bilmemektir ve şimdiki zamanı inşa etmek bilinmeyince, bunu yarın yapılabileceği söylenir, ama bu da berbat bir şeydir, çünkü yarının daima bugün olduğunu görmüyor musunuz?"
Kitap Hakkında
Kirpinin Zarafeti
Muriel Barbery
Kırmızıkedi Yayınları
300 Sayfa
hımm okunurmuuş :)
YanıtlaSilKesinlikle :)
SilAlıntıları ve yazını okuyunca mutlaka almalıyım dedim Burcu'm. Çok güzel felsefesi var yazılanların. Umarım sonunda kız intihar etmiyordur..:(
YanıtlaSilÇok teşekkürler:)
Sonunu söylemem :)
SilAaa,ama tam da kitap almiim bir müddet diyordum, çok merak ettim bunu :)
YanıtlaSilAl bunu al :)
Silmerak ettim kitabı :)
YanıtlaSilÇok güzel bir kitap. Pişman olmazsınız.
SilKitabı seveceğimi düşünüyorum, not alındı :D Ayrıca bahsettiğin olay çok içler acısıydı bence de...
YanıtlaSilKitap okumayı seven herkesin bu kitabı seveceğini düşünüyorum. Şimdiden keyifli okumalar :)
SilBen çok sevmiştim bu kitabı... Gerçekten insanın içini ısıtan bir kitap... Haberi görmemiştim. Biz hangi ara bu kadar çirkinleştik yaaa:( Çok acı... Sevgiler...
YanıtlaSilHem de nasıl çirkiniz. Halimiz içler acısı gerçekten. ..
SilÇok ilginç bir kitapmış.Fırsat bulursam okuyacam bu kitabı...
YanıtlaSilOkuyup da sevmeyen duymadım. Umarım fırsat bulursunuz. Bu arada kitap çekilişi yazımda kazananı yazdım merak ederseniz eğer bir bakın yazıya :)
SilBahsettiğiniz olaydan haberim yoktu, çok şaşırdım, ama olaya konu olan arkadaş çok güzel cevap vermiş gerçekten, paylaştığınız için teşekkürler:) Kirpinin Zerafeti'nin filmini izlemiştim, çok hoştu, keyifli okumalar dilerim:)
YanıtlaSilVahim bir olaydı :(
SilBen de kitabı okuduktan sonra filmini çok merak ettim, normalde kitaptan uyarlanan filmlere pek ilgi duymam ama bunu izlemek istiyorum.
O kadar çok gördüm ki bu kitabı... bende listeme ekliyorum.
YanıtlaSilSevgiler.